Yeni Jeopolitik Dönemde Rusya, Gürcistan ve Bölgesel Dengeler

Yeni Jeopolitik Dönemde Rusya, Gürcistan ve Bölgesel Dengeler

 

2022 Şubat’ında başlayan Rusya–Ukrayna Savaşı konusunda, birçok dostumun aksine, Rusya’nın bu savaşı kısa sürede bitiremeyeceğini o dönem ısrarla dile getirmiştim. Bu sürecin bölgemiz için olumlu bir gelişme olmadığını, Rusya’nın yıpranarak denge unsuru olmaktan çıkacağını ve kendi içinde birçok sorunla uğraşmak zorunda kalacağını yazılarımda defalarca vurguladım. Bu görüşlerim nedeniyle “Rus karşıtı” olmakla eleştirildim.

 

Oysa yaptığım, veriye dayalı ve objektif analizdi. Rusya’nın buna zorlandığını Batı’nın Ukrayna’ya yaklaşımının samimi olmadığını görmek için derin analizlere gerek yoktu. Ukrayna ne ABD’nin, ne AB’nin, ne de BM’nin önceliğiydi. Asıl hedef; Rusya’yı uluslararası hukuk zemininde sıkıştırarak gelecekte problem olmaktan çıkarmak, ağır yaptırımlar uygulayabilecekleri bir ortam yaratmak ve Ukrayna üzerinden Rusya’yı jeopolitik denklemin dışına itmekti.

Rusya’nın Jeopolitik Daralması

Rusya, bu stratejinin ilk acı sonucunu Suriye’de yaşadı. Yüzyıllardır “sıcak denizlere inme” hedefini kısmen gerçekleştirdiği bu bölgeden çekilmek zorunda kaldı. Libya’da Hafter güçlerine desteğini sürdüremedi, Hafter Türkiye ile yakınlaştı. Güçlü bir Rusya varlığında, kendi hinterlandına yakın bölgelerde ne İsrail ne ABD, İran’a karşı bugünkü kadar rahat hareket edebilirdi. AB ülkeleri Rus enerji kaynaklarına olan bağımlılığını bu süre içerisinde çeşitlendirerek azalttı. İkinci dünya savaşından sonra oluşturduğu Liberal ve özgürlükçü anti militarist yapısını daha korumacı bir ekonomi ve güvenlikçi politikalar için zemin buldu. Bugünlerde büyük bir ordu oluşturmanın alt yapısını hazırlıyor.

Rusya’nın stratejik bölgelerinde Ukrayna dronları uçamaz, Ermenistan–Azerbaycan barışı Washington’da değil, Moskova’da; Trump ’un değil Putin’in huzurunda imzalanırdı. Zengezur Koridoru ’nu da Ruslar kontrol ederdi.

Bugün gelinen noktada, Rusya’nın Kafkasya’daki etkisi ciddi şekilde daralmış durumda. Nüfuz alanı fiilen İngur Nehri’ne kadar geriledi. Geçtiğimiz Aralık ayından itibaren Abhazya’daki seçim süreci ve sonrasına kadar yaşanan gelişmeler, bu sınırın Psou Nehri’ne kadar çekilmek istenmesi ile ilgili olup olmadığı sorusunu ister istemez akla getiriyor. Belki de Rusya, bu ihtimali görerek “Ben buradayım, bu sınırın daha da geri çekilmesine izin vermeyeceğim” dercesine hamleler yaparak gereken mesajı verdi, vermeye de devam ediyor.

Türkiye İçin Yeni Fırsatlar

Bölgenin diğer bir etkin gücü Türkiye açısından Azerbaycan–Ermenistan barışı, yeni bir stratejik paradigma fırsatı sunuyor. Özellikle Gürcistan üzerinden Doğu Asya’ya uzanan ticaret yolları ve akraba topluluklarla kurulan bağlar, bu paradigmanın en önemli ayağı olabilir. Ermenilerin Anadolu ile ortak geçmişi ise hattı Hazar Denizi’ne kadar uzanan farklı bir jeopolitik zemine taşıyabilir. Zira bu güzergah Gürcistan güzergahından hem daha kısa ve daha bakir. Enerji kaynaklarına yakınlığı ekonomik oluşu zamanla bu koridoru ortadan kaldırarak Ermenistan’ın da dahil olduğu ortak bir ekonomik bölge oluşturacak.

Gürcistan Bu Denklemde Nerede Duracak?

Tam da bu noktada kritik bir soru var: Gürcistan bu denklemin neresinde olacak?

Bölgede SSCB’nin dağılmasından sonraki sorunların çözülmediği tek ülke konumunda olan Gürcistan, fiilen Türkiye’nin ekonomik ve kültürel etkisi altında. Türkiye’nin garantörü olduğu Acara Özerk Cumhuriyeti, Ahıska Türkleri’nin yaşadığı bölgelere geri dönmeleri ile ilgili talepleri, Azerbaycanlıların yoğun olduğu Kvemo Kartli ve Ermenilerin yaşadığı Samtske–Javakheti, bölgelerindeki halı altına süpürülen sorunlar zamanla  bu değişimden doğrudan etkileyecek. Türkiye Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne hangi şartlarda ne zamana kadar destek verecek?

Gürcistan, Türkiye’nin lojistik ve enerji bağımlığından kaynaklı, AB, ABD ve NATO’nun Ukrayna’da olduğu gibi Rusya’yı çevreleme politikası sebepli desteğiyle yıllardır “bölgenin şımarık çocuğu” rolündeydi. Yeni paradigma, bu tabloyu nasıl değiştirecek, göreceğiz. Gürcistan eğer bu yeni paradigmaya uygun pragmatik adımlar atmazsa Türkiye’den eski desteği göremeyecek, çünkü Türkiye’nin daha ekonomik alternatifleri hayata geçmiş olacak. Diğer bir destekçisi batı bloğunun ana kriteri ise Rus Karşıtlığı, bu çerçevede yeni seçilen Gürcistan hükümeti ile ilişkileri eski düzeyinde değil. Gürcistan bu denklemde mevcut politikalarını gözden geçirmek durumunda.

Önümüzdeki Dönemin Kritik Soruları

Önümüzdeki günler, hem Rusya–Ukrayna Savaşı’nın seyri hem de yeni jeopolitik düzenin sonuçları açısından kritik olacak. Cevabı merakla beklenen bazı sorular şunlar:

 

• ABD, Zengezur Koridoru’ nu kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilecek mi?

• Rusya–Ukrayna Savaşı ne zaman ve nasıl sonlanacak?

• Olası Rusya-Batı Bloğu anlaşması Kafkaslara nasıl yansıyacak?

• İran yeni paradigmaya nasıl dahil olacak?

• Abhazya ile Gürcistan, iki bağımsız devlet temeline dayalı, hakkaniyetli bir zeminde müzakere masasına oturabilecek mi?

Bu soruların cevabını, zamanı içerisinde yaşayarak göreceğiz.



Atanur AKSOY

13.08.2025

 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Anket

E-Bülten Aboneliği