Abhazya Seçimleri ve Sakarya’da Kurulacağı Söylenen Sandık.
Bizi ilgilendiren asıl mesele Abhazların çatı örgütlenmesi olan federasyonun içerisindeki sorunlar. Bir kere örgütsel yapımız çok güç kaybetti. Atavatan ile olan iletişim koptu. Federasyonu kuran derneklerimiz uzaklaştı, üyesi olduğu federasyonu tanımaz hale geldi. Oluşan boşlukları hiçbir sorumluğu olmayan inisiyatif grupları almaya çalışıyor.
Abhazya Seçimleri ve Sakarya’da Kurulacağı Söylenen Sandık.
Sosyal medya üzerinden yapılan duyuruya göre 15 Şubat 2025 tarihinde yapılacak olan Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı Seçimleri için bir sandık da Türkiye’de kurulacağı bilgisi paylaşıldı. Önce Düzce de izin alındığı daha sonra da Sakarya da yapılacağı bilgisi yine sosyal medya üzerinden kamuoyu bilgilendirildi. Ancak Abhaz Dernekleri Federasyonu’nun resmi web sitesinde ve sosyal medya hesaplarında bu anlamda her hangi bir bilgi paylaşımı veya duyurusu olmamasına rağmen bu bilgi akışı gözlemlendi.
Yine sosyal medya üzerinde Abhazya da yaşayan aynı zamanda Abhaz-Fed Yönetim Kurulu Üyesi olan Arısta Namık Raşit Deniz kendi sayfasına taşıdığı Ali Kucba’ya ait paylaşımından öğrendiğime göre Türkiye diasporasında kurulacak sandığın yeri Kayalar Köyü olacağını öğrendim. Yine bu paylaşım aracılığı ile öğrenilmek istenen şeyin kendi paylaşımlarını aynen aktarıyorum Türkiye’de kurulacak seçim sandığının kayalar köyü, alaşara’da kurulacağı söylenmişti, ama köy sakinlerinin, sandığın kendi köylerinde kurulmasına karşı çıktığı konuşuluyor, bir ilgili açıklama yaparsa iyi olur. Diyerek bir talepte bulunuyor.
Ben de bir araştırma yaptım.
1. Köylünün kendi sınırları içerisinde böyle bir etkinliğinin yapılacağından haberi yok. Bu etkinliği Jandarmanın Kayalar muhtarını arayarak sorması nedeniyle ortaya çıkıyor. Jandarma yetkilileri böyle bir şey yapamazsınız diye muhtarımızı uyarıyor.
2. Muhtarımızda köyün Ayhabıları ile birlikte ileri gelenlerine durumu izah ediyor ve meseleyi anlamak ve Jandarma tarafından yapılan uyarıyı iletmek üzere Abhaz-Fed Genel Başkanı Atrşba Levent Belin’i arıyor. Federasyon başkanımız “Ben de sizi arayacaktım, sizi bilgilendirecektim” diye yanıt veriyor. Ayhabılarımız böyle bir etkinlik yapacağınızdan haberdar değiliz madem ev sahibi olacağız bilgilendirilmemiz gerekmez mi? Ayrıca devlet jandarma aracılığı ile bu etkinliğin yapılamayacağını, devletin izni olmadığının bilgisini veriyor bu nedenle bu köyde her hangi bir problem çıkmasına rızamız yoktur diyor. Sayın başkanımız yapacağız edeceğiz diye ısrarını sürdürürken “ meselenin siyasi tarafı var, biz herhangi bir suç işlemiyoruz, elimizde mahkeme kararı var diyerek köy ileri gelenlerini ikna etmeye çalışıyor.. Ayhabılarımızda Köyümüz geçmişte bir çok meseleyi birlik içerisinde çözümlediğini, köyümüz halkı ile birlik ve beraberlik içinde hareket etiğini köyümüzün Sakarya ilinde, hatırı sayılır bir konumu var madem yaptığınız işte her hangi bir suç yok, problem yok o halde Adapazarı’nda yapın diye tavsiyede bulunuyor Başkanımızda bazı dernek isimleri vererek herhangi bir olay çıkabilir, kavga oluşabilir gibi sözlerle kendini savunuyor. Ayhabılarımız Başkan madem bir problem çıkabilir, kavga oluşabilir tereddüdün var bunu bizim köyümüzde yapma tavsiyesinde bulunuyor.
Ayrıca Temsilciliğimiz (Abhazya Cumhuriyeti ) Dışişleri Bakanlığı Kafkasya Masası tarafından çağrılarak uyarıldığını, böyle bir girişimde bulunulmaması gerektiği bizzat yüzüne söylenmiştir.
Net olarak anlaşılıyor ki Türkiye’de sandık kurulmasına izin yok.
Diasporanın oy hakkı konusu çok bilinen bir mevzu olmadığı anlaşılıyor. Abhazya Türkiye’de sandık açılması kararını neye göre aldı? Mesela Gürcistan biz Abhazya’da sandık açacağım diyebilir mi? Diyelim ki dedi, Abhazya hoş geldiniz mi diyecek? Yine Gürcistan ben Türkiye’de sandık açıyorum diyebilir mi? Diyelim ki dedi Türkiye’nin izin vereceğini mi zannediyoruz? Diasporanın oy kullanabilmesi her iki devletin anlaşması ile mümkün olur. Anlaşma yoksa yapılacak bir şey yok. Bu işler gereksiz inat ve zorlama ile olmaz. Bir kısa not “diasporanın oy hakkı “ meselesini başka bir makale konusu yaparak tartışabiliriz.
Bizi ilgilendiren asıl mesele Abhazların çatı örgütlenmesi olan federasyonun içerisindeki sorunlar. Bir kere örgütsel yapımız çok güç kaybetti. Atavatan ile olan iletişim koptu. Federasyonu kuran derneklerimiz uzaklaştı, üyesi olduğu federasyonu tanımaz hale geldi. Oluşan boşlukları hiçbir sorumluğu olmayan inisiyatif grupları almaya çalışıyor. Ne yazık ki federasyon yönetimimiz bu grupların öncüsü olması gerekirken peşine takılıyor.
Sorun çok ama çözümsüz değil. En kısa zamanda genel kurul hem de ivedilikle
Yazar Hakkında
Özen sanbay atsanba
Aslen Sakarya Çaybaşı Yeniköy doğumluyum. Kimliğimde doğum tarihim 1954 yazıyorsa da babam Kore’de askerlik yaptığı için benim de Kore de asker olmam ihtimali üzerine dedem Asanba Mustafa Sanbay yaşımı küçük yazdırmış.
Çok küçük yaşlarda Sakarya’dan İstanbul’a göç gittik. O yaşta bir çocuk hatırlar mı bilmiyorum ama ben hatırlıyorum. Yataklar simit Adapazarı’ndan İstanbul’a Haydarpaşa’ya göç. Sonra vapur arkasından yine tren ver elini Zeytinburnu. Sakarya’da 150 dönüm arazi, iki katlı sekiz odalı bir evi bırak Zeytınburnun da iki odalı bir gecekonduya. Sebep, Babamın Gislaved (Cızlavet) Lastik Fabrikasında işbaşı yapması. Daha sonra iş değişikliği bu kez de ver elini Üsküdar Tarih 1960. İhtilal olmuş, kardeşim olmuş ben ilkokul 2. sınıftayım. Eğitim hakkımı Üsküdar/Bağlarbaşı Cumhuriyet Lisesinden mezun olarak kullandım. Sonrası yaşam mücadelesi.1976 yılında askerliğimi bitirdiğimde 2 erkek bir kız kardeşim de olmuştu. 1997 yılında emekli oldum. Çalışmaya devam ta 2002 yılına kadar 2 firmada yönetici olarak çalıştım. 1992-97 yılları arasında kendi çapımda hatırı sayılı 3-4 tane inşaat taahhüt işleri gerçekleştirdim. Devlete vergi ödedim, benimle çalışan mesai arkadaşlarımı emekli ettim. Beş Nisan ve 99 depremini yaşadıktan sonra ne sermaye kaldı ne takat.
İstanbul Abhaz Kültür Derneği’nde Rahmetli Aşamba Mümtaz’ın başkanlığı zamanında dernek üyesi oldum. 1980 ihtilalı ile uzun süre kapalı kalan dernek üyeler arasında iletişimi de zora soktu. O tarihe kadar tek kelime bilmediğim Abhaz lisanını öğrenme gayreti içinde bugün rahmet ve saygı ile andığım Aşamba Mümtaz’ın armağan ettiği ANBAN sayesinde öğrenme heveslisi oldum. Rahmetli Mümtaz’ın armağan ettiği ANBAN annemin sıkıyönetim korkusu ile sobada imha etti. Çok üzülmüştüm. 2010 yılında Abhaz Dernekleri Federasyonu kurulunca Abhazya seyahatlerimde birkaç çeşit Anban, sevgili kardeşim Sariya Amıçba ve Oktay Chkotu’nın hazırladığı Abhazca Türkçe Konuşma Klavuzu sahibi oldum.
1992 de iki çocuk babasıydım.1996 yılında Avrasya Feribotu olayı ile Asya ve Avrupa’yı sarsan eylem ulusal kimliğimin yeniden şahlanmasına sebep oldu. 2008’e kadar Abhazya tanındı, tanınacak, İstanbul, Sakarya, Düzce, Ankara koştur koştur.
Abhazya’nın tanınması öncesi ve sonrası Abhaz Yapılanması koşturmacısı. Ver elini Türkiye. Ankara, Bolu, İnegöl, İstanbul, Düzce bir araya geldi Abhaz Dernekleri Federasyonu (Abhaz-Fed) Bu da yetmezdi. Bilecik, Bursa, Darıyeri, Eskişehir,Tokat Fındıcak, Karaelmas, Kayalar, Kocaeli, Sakarya, Samsun, Sinop, Tufanbeyli. Henüz Abhaz Dernekleri Federasyonu üyesi değil ama Yozgat Osmaniye sevincim oldu.
Abhazya Cumhuriyeti Geri Dönüş Devlet Bakanlığı/Komitesi bünyesinde çıkarılan baskısı Türkiye’de yapılan “Apsadgiıl Agueysıbjı” gazetesi çalışmaları içerisinde basın payesi verilen birkaç kişiden biri oldum. Yeter mi? Yetmez tabi. Bir müddet Abhaz Haber ve Abhaz Postası Editörlüğü. Hz. İbrahim’i ataşe atan Nemrut’a hizmet olsun diye odun taşıyan katırlar olduğu gibi ateşi söndürmek için su taşıyan karıncalar var. Artık Sakarya’dayım. İstanbul 4 yıl önce geride kaldı. Dedim ya. Bizim ki karınca misali.
0 Yorum